Kayıp Zamanın İzinde, Marcel Proust'un hayatının son 17 yılında yazdığı yaklaşık Bir milyon ikiyüz elli bin sözcükten oluşan 3000 sayfalık dev romandır. 20. yüzyıl edebiyatının en büyük eserlerinden biri sayılır.
Proust bu romanı annesinin 1905'deki ölümünden sonra yazmaya başladı. Kitabın ilk cildi 1913'te yayımlandı. Roman, tamamlandığında yedi kitaplık Kayıp Zamanın İzinde ortaya çıkacaktı. Proust bu romanın son düzeltmelerini yaparken 1922'de öldü.
Bu roman Türkçeye Roza Hakmen tarafından çevrilmiştir. Daha önce Yakup Kadri Karaosmanoğlu romanın birinci cildini çevirmiş ancak devamını getirmemiştir.
Kayıp zamanın izinde şu yedi ciltten oluşur:
- Swann'ların Tarafı
- Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde
- Guermantes Tarafı
- Sodom ve Gomorra
- Mahpus
- Albertine Kayıp
- Yakalanan Zaman
Swann'ların Tarafı (Fransızca:Du côté de chez Swann, 1913)
Swann'ların Tarafı, okuru romanın teması ve anlatıcısıyla tanıştırır. Ardından romanın geri kalanında, odak noktası Charles Swann olur. Swann, yüksek sosyetede hayatını geçiren ve acı verici bir aşkın kurbanı olan zengin bir ustadır.
Roman 19. yüzyıl Paris'inin gerçekçi bir panoramasını sunar
Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde (Fransızca: À l'ombre des jeunes filles en fleurs, 1918), Marcel Proust'un Kayıp Zamanın İzinde romanının, 1919'da Goncourt Ödülü'nü alan cildi.
Eserde, bir yandan yetişkin erkek ve kadınların kapsamlı bir analizi yapılıyorken, bir yandan da anlatıcının Paris ve Normandy kıyılarından hatıraları anlatılıyor. Hikayenin özünde, anlatıcının büyük annesiyle ve Swann ailesiyle olan ilişkisi irdeleniyor. Bu eser, aynı zamanda Proust'un en espirili romanı olma özelliğini taşıyor.
Guermantes Tarafı (Fransızca: Le Côté de Guermantes, 1920)
Guermantes Tarafı'nda Proust, Combray'da geçen çocukluğuna geniş yer ayırdı. Eserde, aynı zamanda bir yazarın gelişmesinde, geçmişindeki bazı özel şeyleri hatırlamasının önemine vurgu yapıldı. Otobiyografik bir içeriğe sahip olmasına rağmen, Kayıp Zamanın İzinde'ki diğer ciltler gibi bu ciltte de heyecanlı bir içerik vardır. Proust, insanların öznel varlığını betimlemek için, heyecanlı öğeler kullanmaktan çekinmemiş ve kişisel gözlemlerine bol bol yer vermiştir.
Sodom ve Gomorra (Fransızca: Sodome et Gomorrhe, 1922)
Sodom ve Gomorra kadın ve erkek eşcinsel aşk temasını işlemektedir. Cinsel kıskançlığın ondan muzdarip olanlar için ne kadar yıkıcı olabileceği üzerinde durulmuştur. Proust'un romanı aynı zamanda, Paris’in çökmekte olan yüksek sosyetesinin ve onun yerini almakta olan cahil ve zevksiz burjuvazinin yükselişinin merhametsiz bir analizdir. Önceki ciltlerde daha az rolleri olan karakterler bu ciltte farklı bir görünümle yeniden ortaya çıkarlar. Özellikle anlatıcının aşık olduğuna inandığı Albertine ve delicesine mağrur Baron de Charlus.
Mahpus (Fransızca: La prisonnière, 1923)
Anlatıcı, Françoise’ın duyduğu güvensizlik ve evde olmayan annesini üzme pahasına, ailesinin evinde Albertine birlikte yaşamaya başlar. Ona sahip olur, ama şaşkınlıkla ondan sıkılmaya başladığını da fark eder. Çoğunlukla evde kalır, ama kıskançlığı devam ettiği için Albertine’in nerede olduğu konusunda Andrée’e güvenir. Anlatıcı Mme de Guermantes’den moda üzerine tavsiye alır. Charlus, Morel, konuk olarak şehirde bulunan Jupien ve kendisine zalimce davranmasına rağmen Morel ile evlendirilen Jupien’in yeğeni ile karşılaşır. Bir gün, Anlatıcı Guermantes’den döner ve çiçek kokusu sevmediği için konuk olduğu evi öylesine terk ettiğini söyleyen Andrée’i evde bulur. Andrée’nin gelmesiyle anlatıcının kıskançlık kışkırtmalarından kendisini daha fazla korumaya başlayan Albertine, akıllı ve şık bir genç bayan olarak olgunlaşmaktadır. Anlatıcı Albertine uyurken onun güzelliği ile büyülenir ve yalnızca o dışarıda başkaları ile değilken hayatından hoşnuttur. Albertine Verdurinlere gitmek istediğinden bahseder, ancak Anlatıcı gizli bir neden olduğundan şüphelenir ve Albertin’in konuşmalarını ipuçları bulmak için tahlil etmeye başlar. Verdurinler yerine Andrée ile Trocadéro’ya gitmelerini önerir ve Albertine isteksizce bunu kabul eder. Anlatıcı uyanıklıkla hayalleri karşılaştırır ve Albertine ile sokak satıcılarının konuşmasını dinler, sonra Albertine yolculuğa çıkar. Albertine’in şoför ile çıktığı gezileri hatırlar, sonra meşhur aktris Lea’nın da Trocadero’da olacağını öğrenir. Albertine’i almak için Françoise’ı gönderir ve beklerken müzik ve Morel üzerine düşüncelere dalar. Venedik için özlem duyar, Albertine döndüğünde araba ile gezintiye çıkarlar ve Albertine’in kendisini esir gibi hissettiğini fark eder. Bergotte’un son hastalığını öğrenir.O akşam, Albertine’nin ilgisinin nedenini keşfetmek için gizlice Verdurinlere gider. Yolda Brichot ile karşılaşır ve yeni ölmüş olan Swann’ı konuşurlar. Charlus gelir ve Anlatıcı Morel ile Baron’un mücadelelerini gözden geçirir, sonra Mlle Vinteuil ve arkadaşlarının (onlar gelmemelerine rağmen) bekleniyor olduklarını öğrenir. Morel, Vinteuil ile müzik dinletisine katılır. Vinteuil’un icrasının, sadece bestecisinin icra edebileceği şekilde olduğunu düşünür. Mme Verdurin Charlus onun partisini kontrol altına aldığı için öfkelidir; intikam için Verdurinler Morel’i Charlus’u reddetmesi için ikna ederler ve Charlus reddedilme nedeniyle hafif bir rahatsızlık geçirir. Eve döndüğünde Anlatıcı ve Albertine Anlatıcının Verdurinlere tek başına yaptığı ziyaret nedeniyle kavga ederler, Albertine Lea veya Mlle Vinteuil ile ilişkisi olduğunu reddeder ama tartışmaları önlemek için zaman zaman yalan söylediğini de kabul eder. Anlatıcı ayrılmakla tehdit eder, ama barışırlar. Albertin’in sanat ve moda ile ilişkisini takdir eder ve gizemli yönleri üzerine kafa yorar. Fakat, Albertin’in Andrée ile ilişkisi olduğu şüphesi alevlenir ve kavga ederler. Yorucu iki gün ve huzursuz bir geceden sonra ilişkiyi bitirmeye karar verir, ama sabah Françoise Albertine’in bavullarını istediğini ve gittiğini söyler.
Albertine Kayıp (Fransızca: Albertine disparue, 1925)
Marcel Proust'un dev yapıtının altıncı cildi Albertine Kayıp, tam da Mahpus'un bittiği yerden başlıyor: Mademoiselle Albertine gitti!" Hizmetçi Françoise'ın bu ünleminin yankısı, romanı genişleyen halkalarla kuşatıyor: Andree'yle yüzleşme, birbirini izleyen telgraflar, Boulogne Ormanı'ndaki sarışın, birbirini yankılayan Combray ve Venedik... Geltinin ardından, bir gondol gezintisinde ağır ağır açılan yeni ufuklar
Yakalanan Zaman (Fransızca: Le temps retrouvé, 1927)
"... Bu tür büyük kitaplarda öyle bölümler vardır ki, zamansızlıktan, taslak halinde kalmışlardır ve mimarın planı fazlasıyla kapsamlı olduğundan, muhtemelen hiçbir zaman tamamlanmayacaklardır. Tamamlanmamış nice büyük katedral mevcuttur." Ama biri tamamlandı: Swann'ların Tarafı'nda, Guermantes Tarafı'nda, Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesi'nde, Zaman'ın dev katedrali, Zaman'ın izinde sürülen dev yolculuk. Proust'un "Kayıp Zamanın İzinde" attığı yedinci ve son adım.
Kaynak: wikipedia
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder